Sosyal Medya

Güncel

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş: Kerbela’nın bize öğrettiği vahdet ve kardeşliktir

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Muharrem ayı ve Kerbela münasebetiyle açıklama yaptı.



Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Ali ErbaÅŸ Muharrem ayı ve Kerbela münasebetiyle açıklama yaptı. ErbaÅŸ, "Kerbela'nın bize öğrettiÄŸi en büyük mesaj birlik, beraberlik, vahdet ve kardeÅŸliktir. Bu mesajı hayata dönüştürmezsek, Ä°slam coÄŸrafyasında, hüznün ve matemin en acılı hikayeleri yaÅŸanmaya devam edecektir" dedi.

"Bugün Ä°slam coÄŸrafyasını Kerbelâ’ya dönüştürenler, etnik, mezhep, meÅŸrep kavgalarıyla Müslümanların arasına tefrika sokarak bunu yapıyorlar." diyen ErbaÅŸ, "Bunun için; ne adına olursa olsun, Müslümanlığın ortak vasfı olan ehl-i kıbleye karşı; nefrete sebep olan, suçlayıcı, ötekileÅŸtiren tavır ve davranış içinde bulunmanın, iyiliÄŸimiz ve geleceÄŸimiz açısından hiçbir faydasının olmadığını bilelim." ifadelerini kullandı.

ErbaÅŸ’ın açıklaması ÅŸu ÅŸekilde:

Muharrem ayı Müslümanlar için dînî, tarihi ve kültürel açıdan birçok mesaj barındıran önemli bir zaman dilimidir. Ä°slam tarihi açısından bir milat ve insanlık açısından büyük manalar ihtiva eden Hicret, Muharrem ayında gerçekleÅŸmiÅŸtir.  Ä°slam tarihinden günümüze kesitler ve mesajlar taşıyan AÅŸure, 10 Muharrem de idrak edilmektedir. Hicret, AÅŸure ve Kerbelâ, dünyanın hangi bölgesinde yaÅŸarsa yaÅŸasın, hangi dînî-kültürel alt kimliÄŸe ya da mezhebî ve meÅŸrebî yapıya mensup olursa olsun, bütün Müslümanlar için önemli ortak noktalar ve duygular ifade etmektedir.

Hicri 61 yılının 10 Muharrem gününde Kerbelâ’da, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in,  “dünyanın iki çiçeÄŸi”, “cennet çocuklarının efendileri” diye övdüğü, Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın ciÄŸerparelerinden biri olan Hz. Hüseyin ve çoÄŸu Ehl-i Beyt’ten 70’den fazla insanın ÅŸehit edilmesi Muharrem ayını bir mateme ve hüzün mevsimine dönüştürmüştür.

Bu elim olay, Allah’a ve O’nun Rasulü’ne iman eden, yüreÄŸinde Ehl-i Beyt sevgisi taşıyan bütün mü’minleri derinden yaralamış, kalplerimizi incitmiÅŸ; o günden bugüne bölgesi, kültürü, mezheb ve meÅŸrebi ne olursa olsun bütün Müslümanları derin acılara gark etmiÅŸtir. Hz. Hüseyin, bütün mü’minlerin gönlünde taht kurarken, ona ve yakınlarına bu zulmü reva görenler tarih karşısında ve vicdanlarda hep mahkûm edilmiÅŸtir.

Bugün, Kerbelâ’nın acısını yüreklerinin derinliklerinde yaÅŸayan Müslümanlara düşen en hayati ve tarihi görev, Kerbelâ’yı doÄŸru okumak, doÄŸru anlamak ve ondan dersler çıkarmaktır. Asla tarihin acılarından yeni acılar üretmek ve hüzünleri yeni hazanlara dönüştürmek deÄŸildir. Kerbelâ, bütün Müslümanların kalplerini birleÅŸtirerek tek bir vicdana dönüştürmelidir.

Kerbelâ’nın bize öğrettiÄŸi en büyük mesaj birlik, beraberlik, vahdet ve kardeÅŸliktir. EÄŸer bu mesajı hayata dönüştürmezsek, Ä°slam coÄŸrafyasında, hüznün ve matemin en acılı hikâyeleri yaÅŸanmaya devam edecektir. Bugün Halep’ten Yemen’e, Gazze’den Arıkan’a, Ä°slam ülkeleri ve beldeleri adeta birer Kerbelâ olmuÅŸtur. Her gün gördüğümüz manzara ve aldığımız acı haberler, tutulan matemler, yaÅŸanan hüzünler yüreklerimizi Kerbelâ’ya çevirmiÅŸtir. 

Öyleyse geliniz aynı imanı, acıyı, özlemi taşıyan kalplerimizi birleÅŸtirelim. YüreÄŸimize Hz. Hüseyin’i alalım, gönüllerimizi birbirimize açalım, kollarımızı muhabbetle buluÅŸturalım, Kerbelâ’nın hüznü kalbimizde kalsın, baÅŸka hüzün yaÅŸamayalım. Tarihi acılarımızı, dertlerimizi, Ä°slam’ın izzet ve itibarı adına ferasetle, basiretle, sorumluluk ve duyarlılıkla ele alarak, daha iyi bir geleceÄŸin inÅŸasına katkı sunalım. 

Bugün Ä°slam coÄŸrafyasını Kerbelâ’ya dönüştürenler, etnik, mezhep, meÅŸrep kavgalarıyla Müslümanların arasına tefrika sokarak bunu yapıyorlar. Bunun için; ne adına olursa olsun, Müslümanlığın ortak vasfı olan ehl-i kıbleye karşı; nefrete sebep olan, suçlayıcı, ötekileÅŸtiren tavır ve davranış içinde bulunmanın, iyiliÄŸimiz ve geleceÄŸimiz açısından hiçbir faydasının olmadığını bilelim. 

Kerbelâ’yı anlamak Hz. Hüseyin’i iyi tanımaktır. Elbette Hz. Hüseyin’in yolu, Allah’ın elçisi Muhammet Mustafa‘nın (SAS) yoludur. Hz. Hüseyin’i anlamak; haksızlığın ve zulmün karşısında durmaktır. Hakkın, hukukun, özgürlüğün, adaletin, vefanın, sözüne sadık kalmanın, erdemin yoluna baÅŸ koymaktır.  Hz. Hüseyin’i sevmek O’nun, uÄŸruna can verdiÄŸi deÄŸerleri sahiplenmektir. Zira O, tüm nesiller ve çaÄŸlar için onurlu bir hayatın ve ÅŸerefli bir duruÅŸun muhteÅŸem bir örneÄŸidir. Dolayısıyla Hz. Hüseyin’in asaletini ve ahlakını kuÅŸanmak, O’nun destansı duruÅŸunu ve yiÄŸitliÄŸini gençlerimize ve nesillerimize hakkıyla tanıtmak bizim için bir görevdir.  

Bu vesileyle Hz. Hüseyin ve Kerbelâ ÅŸehitleri ile birlikte, Bedir’den Çanakkale’ye, Ä°stiklal mücadelemizden 15 Temmuz’a, mukaddesat uÄŸrunda, hak hakikat yolunda en aziz varlığı olan canını feda eden bütün ÅŸehitlerimizi, saygıyla, rahmetle, hürmetle, ihtiramla yâd ediyorum. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.